Yine bir şeyler oluyor. Ermeni, Tayyip, affedersiniz, çirkin, cumhurbaşkanı adayı, yandaş, Markar, Hayko. Bu keywordleri yan yana görüyorum. 30 Mart seçimlerinden beri siyasetten uzak durmaya özen gösteriyorum. Her sabah okuduğum gazeteleri okumuyor, sevdiğim tartışma programlarının salondan gelen sesini duyunca odamda müziğin sesini yükseltiyorum. Malum kişinin yırtınırcasına anlattığı, aslında hiç yırtınırcasına anlatılmaya…
Aşağıdaki yazı, Yıldıray Oğur'un 01.01.2014 tarihli yazısının tersten okunanıdır.1. Savaşsızlık hali. Bir yaşına basan, çok şükür eskisi gibi ölüm haberleri almamızı engelleyen pasif hal yani; savaşsızlık hali. "Baharda inşallah savaş çıkmaz" diyenlerin hukuki reformlar, tmk'nın kaldırılması vb. gibi köklü değişiklikler beklediği ama iktidarın 1 senede ancak "özel okulda bir kaç…
Ülkemiz demokrasi tarihi çok yeni olması ve demokratikleşme süreçlerinin sık sık darbelerle ya da krizlerle kesintiye uğraması dolayısıyla sağlıklı bir demokratik tartışma ortamının gelişmediği bir ülke. Askeri vesayetin etkisini kaybetmesi ve ekonominin “görece” stabil hale gelmesiyle bu tartışma ortamı gelişmeye başladı. Ancak şimdi de geçmişteki kesintilerin açtığı yaralar her tartışma durumunda birden kanamaya başlıyor ve rasyonel değerlendirmeler…
İnsanlık tarihine dönüp baktığımızda, bugünlere gelmek için yüzlerce rasyonel düşünce sahibinin yakılışına şahit oluruz. Dogmalara, tabulara, sorgulanmamış “düşüncecik”lere karşı içinden gelen “ezberlerinizden bıktım, düşünceleri sorgulamak yerine onlara düşünmeden bağlanmanızdan bıktım” diyen cesur insanlarla doludur tarih. Aklın insanın sahip olduğu en önemli aparat olduğunu düşünmek ve efsanelere, komplolara, mesnetsiz dogmalara karşı çıkmak…