Piyasalar Başarısız Mı? Cover Image
'nın profil görseli
3H
11/26/2021

Piyasalar Başarısız Mı?

Bu sorunlarla baş etmenin çok daha iyi bir yolu var. Bütün bunları düzeltmek için devlet regülasyonlarına ve vergilendirmeye odaklanmak yerine, hangi kurum ve politikaların genel olarak en iyi sonucu ürettiğini düşünebiliriz – mükemmel sonucu değil, en iyi sonucu.


Yazan: Philip Booth

⁠Çeviren: Kürşad Görgen


Bir mühendislik ders kitabı, her açıdan kusursuz bir arabanın maksimum teorik hızının ışık hızı olduğunu ve bundan daha düşük herhangi bir hızda giden herhangi bir arabanın 'başarısız bir araba' olduğunu söyleyerek başlasa, muhtemelen bunun konuyu anlatmanın başarısız bir yolu olduğunu düşünürdünüz – ve elbette haklı olurdunuz.


Buna rağmen ekonomi öğretiminde yaygın yaklaşım, sözde mükemmel bir piyasanın (eksiksiz bilgi varsayımı, işlem maliyetinin olmaması, dışsallıkların olmaması vb.) ön koşullarını ortaya koymak ve ardından gerçek hayatta piyasaların pratikte bu ders kitabı modelinden nasıl saptığını incelemektir. Daha sonra bu sapmalar "piyasa başarısızlıkları" olarak adlandırılır çünkü bunlar refah maksimizasyonu için varolabilecek tüm fırsatların kullanılmadığını ima eder. Bu yaklaşım, kusursuz bir arabaya sahip olmanın imkansız olması gibi, mükemmel bir piyasaya sahip olmanın da imkansız olduğunu göz ardı eder.


Ders kitabı modeline göre piyasaların başarısız olduğu kabul edildiğinden, bu kavram daha sonra birçok devlet müdahalesi biçimini haklı çıkarmak için kullanılır. Örneğin, finansal piyasalar için eski düzenleyici kurum olan Birleşik Krallık Finansal Hizmetler Otoritesi (finansal kriz esnasında finansal düzenlemeye başkanlık eden organ) tarafından 2003 yılında yapılan şu açıklamaya bakalım:


"Hedeflerimizi regülasyon ilkeleriyle tutarlı bir şekilde yerine getirirken, piyasa başarısızlığını düzeltmeye dayalı bir düzenleyici yaklaşım benimsedik. Bununla birlikte, düzenlemeye tabi olmayan finansal piyasaların, bir tür piyasa başarısızlığı nedeniyle en iyi sonucu elde edemediği ve bizim tarafımızdan önlem alınmasını gerektiren çok sayıda durum vardır.”


'Gereklilik' kelimesi bu açıklamada özellikle ilgi çekicidir, çünkü gerçek hayatta tüm piyasalar ders kitaplarında tanımlanan mükemmel piyasalar perspektifinden bakıldığında piyasa başarısızlığı sorunundan muzdariptir - tıpkı tüm arabaların ışık hızından daha düşük bir hızda seyahat etmesi gibi. Dolayısıyla, FSA'nın piyasayı mükemmelleştirmeye çalışmak için kullanması gerektiğine inandığı müdahalenin boyutunda hiçbir sınır yok gibi görünüyor. Piyasa başarısızlığı doktrini sadece ekonomi ders kitaplarındaki soyut bir sorun değildir, kamu politikasını belirlemek için güçlü bir araç olarak kullanılır.


Devlet Başarısızlığı?


Bazı üst düzey eğitim müfredatlarında, piyasa başarısızlığı kavramı "devlet başarısızlığı" ile dengelenir - çeşitli nedenlerle devletin düzenleyici müdahale yoluyla piyasaları mükemmelleştiremeyeceği fikri. Ancak kavram bu dengeyi sağlasa da, kullanılması yararlı bir ifade olmaktan uzaktır. Devletlerden piyasaları mükemmelleştirmelerini bekleyemeyiz, bu onların kapasitelerinin ötesindedir. Devletler piyasaları mükemmelleştirmezlerse başarısız da olmazlar. Kamu tercihi teorisi derslerinde öğrendiklerimiz bize regülatörlerin kendi çıkarları doğrultusunda hareket edebileceğini veya regüle etmeye çalıştıkları endüstriler tarafından ele geçirilebileceğini, böylece regülatörlerin eylemlerinin genel refahı artırmaya ve piyasa sonuçlarını iyileştirmeye katkıda bulunmadığını söyler. Regülatörler riskten kaçınabilir ve piyasalara aşırı müdahale edebilir, veya sonuçları iyileştirmeden maliyetlerin yükselmesini sağlayan regülasyonlara yol açan önyargılara sahip olabilir. Dahası, Avusturya Okulu, bir piyasa bir şekilde "kusurlu" ise devletlerin ve düzenleyici büroların, var olsaydı mükemmel bir piyasanın sonucunun ne olacağını zaten bilemeyeceklerini öne sürüyor.


Bu ve başka birçok nedenle, devletler piyasaları mükemmelleştiremezler ve "devlet başarısızlığı" kavramı, "piyasa başarısızlığı" kadar mantıksızdır.


Mükemmel sonuçları değil, daha iyi sonuçları hedeflemek


Politika analizlerinde piyasa başarısızlığı yaklaşımı takıntısı nispeten yenidir ve muhtemelen Pigou'ya atfedilebilir. Bunun bariz örneği, çevre kirliliği başa çıkmak için optimal vergi fikridir. Bir bireye ait bir fabrika, diğer bireylerin havasını veya toprağını kirletiyorsa, argüman, marjinal sosyal maliyetleri marjinal sosyal faydalarla aynı hizaya getirmek için fabrikanın faaliyetleri üzerinde optimal bir vergi ile sorunun çözülebileceği yönündedir. Yine, bu durum ekonomi müfredatlarına yansır.


Ancak bu verginin ne kadar olması gerektiğini bilmiyoruz. Bir bakan, bir fabrikanın neden olduğu sosyal maliyeti nasıl bilebilir? İnsanların farklı ekonomik mallara yönelik tercihleri ancak piyasa işlemlerinde ödedikleri fiyatlar ile ortaya çıkar. Bu sebeple doğal olarak farklı insanların farklı tercihleri olacaktır. Bazı insanlar temiz havayı ağırlıkla tercih edebilir; diğerleri, biraz daha fazla çevresel kirliliğe izin vermek başka şekillerde biraz daha zengin olmalarını sağlıyorsa kirli havayı tercih edebilir. Devlet, ancak ekonomik kaynakların tüm potansiyel kullanımlarının maliyetleri ve faydaları hakkında tüm bilgilere sahip olsaydı optimal vergiyi hesaplayacak bilgiye sahip olabilirdi. Bu bilgiye sahip olsaydı, ekonomiyi daha genel şekilde merkezi olarak planlamak da işe yarardı. Yine de merkezi planlamanın bir felaket olduğunu tarihsel tecrübe ile biliyoruz.


Bu sorunlarla baş etmenin çok daha iyi bir yolu var. Bütün bunları düzeltmek için devlet regülasyonlarına ve vergilendirmeye odaklanmak yerine, hangi kurum ve politikaların genel olarak en iyi sonucu ürettiğini düşünebiliriz – mükemmel sonucu değil, en iyi sonucu. Dışsallıklar söz konusuysa, zarar verenler ve zarar görenlerin her ikisi için de daha iyi sonuçlara yol açan bir anlaşmaya varmasına yol açacak bir dizi politikayı göz önünde bulundurmak isteyebiliriz.


Örnek olarak arazi kullanım planlamalarını düşünelim. Şu anda, İngiltere'nin güneydoğusundaki insanlar daha fazla arazinin imara açılmasına karşı olma eğilimindedirler çünkü bu onların çevresel olanaklarını azaltır ve daha fazla trafiğe yol açar. Öte yandan, birçok kişi bu bölgedeki yeni evleri, aynı arazinin çiftçilik gibi diğer kullanımlarına kıyasla inanılmaz derecede değerli görüyorlar. Öyle ki, imar izni olan arsa, sadece tarım için imar izni olana karşılık yaklaşık 100 kat değerli. Yani bir çatışma var: müteahhitler arazilerin imara açılmasını istiyor ve bölgede yaşayanlar bunu önlemek istiyor. Daha fazla ev inşa etmenin sosyal bir maliyeti var ama aynı zamanda büyük bir potansiyel refah kazancı da var.


1948'den bu zamana kadar, yerel yönetimdeki regülatörlere, bu çıkar gruplarının da etkilediği bürokratik bir süreç içinde belirli bölgeler hakkında kararlar alma yetkisi vererek bu çatışmayı çözdük. Bunun elbette bazı yan etkileri de var; bunlardan biri, yakın köyler üzerinde küçük bir sosyal maliyeti olabilecek evlerin, genel ve özel kazançlar çok büyük olsa bile inşa edilmemesidir. Kazananlar kaybedenleri bir şekilde tazmin edebilseydi elimizde çok daha iyi sonuçlar olabilirdi.


Kimlerin ya da nerelerin imar iznine sahip olup olmaması gerektiğini dikte etmeye çalışan regülatörlerin devreye girdiği bu yöntem yerine, ya kazanan taraflar ile potansiyel olarak bir şeyler kaybedebilecek taraflarla bir araya getirseydik? Tarım arazilerini inşaat arazisine dönüştürmekten büyük kazanç sağlayan ve müşterilerinin yeni evlere koydukları değeri yansıtan müteahhitler, bu kazancın bir kısmını çevresel olanaklarını kaybedenleri doğrudan tazmin etmek için kullanabilirler. Bu yöntem, konut yapımından etkilenen insan sayısı normalde oldukça az olduğundan oldukça yerel bir düzeyde rahatça uygulanabilir. Çevresel olanaklara çok değer veren bazı sakinler, tazminatı reddedebilir ve müteahhit, çevresel olanaklara daha az değer veren insanların yakınında konut inşa edebilir.


İyi, daha iyi ve en iyi - ama mükemmel değil


Sorunları çözmeyi regülatörlerden beklemek yerine kurumsal çerçeveleri göz önünde bulundurarak ekonomik sonuçları nasıl iyileştirebileceğimize dair daha birçok örnek var, ancak benimsememiz gereken genel yaklaşım nedir?


Aslında iki şey yapmalıyız. 'Bu bir piyasa başarısızlığıdır, bir regülatöre piyasayı mükemmelleştirmek için yetki vermeliyiz' demek yerine, iktisadi aktörlerin farklı hareket tarzlarının maliyetlerini ve faydalarını hesaba katma şansının olabildiğince fazla olması için kurumları iyileştirmeye ve piyasaları genişletmeye odaklanmalıyız. Planlama örneğinde olduğu gibi, bu, tarafların maliyet ve faydaları en iyi şekilde hesaba katarak bir çözüm bulabilmeleri için mevcut mülkiyet haklarının daha iyi tanımlanmasını içerebilir. Sonuç mükemmel olmayabilir, ama her halükarda şu ankinden daha iyi olacak.


İkinci olarak, sözde piyasa başarısızlıklarının genellikle piyasa başarısızlıkları olmadığını unutmamalıyız. Gerçek hayat normalde mükemmel olmayan piyasaları içerir. Planlama örneğinde, mevcut yasaya göre çevresel olanaklarda bir piyasa yoktur. Evimin arkasındaki tarım arazisinden bir menfaat elde edersem, bu benim mülkiyet hakkımı kullanmak olur mu, olmaz mı? Mevcut arazi kullanım planlama yöntemimize bir tür belirsizlik hakimdir. Bir yandan çiftçi izinsiz olarak tarlasında herhangi bir şekilde inşaat yapamaz. Ancak öte yandan, izin aldıktan sonra inşaat yapması da çoğu zaman hiçbir şekilde durdurulamaz. Birçok alanda (örneğin, arazi kullanım planlaması, balıkçılık hakları, çevre kirliliği) sorun, ilgili konuda mülkiyet haklarının bulunmamasıdır, bu nedenle hiç kimse varolan kaynakları verimli kullanmak veya eylemlerinin sosyal maliyetlerini tazmin etmek için başkalarıyla anlaşmalar yapmak için bir teşvike sahip değildir.


Bu konuyu düzgün bir şekilde ele almamak, ekonominin kamu politikası sorunlarını çözmede yararlı olmasının önündeki büyük bir engeldir.



Benzer Yazılar

Bu yazıları da beğeneceğini düşünüyoruz.
Kapak görseli Rusya-Ukrayna Savaşı’nda Türkiye Nerede Duruyor?

Rusya-Ukrayna Savaşı’nda Türkiye Nerede Duruyor?

11/26/2021
Bu savaş bu bağları etkilediği ve enerji fiyatlarını artırdığı ölçüde, halihazırda yüzde 50'nin üzerinde enflasyon yaşayan Türk ekonomisi de bunun yansımalarını hissedecektir.
Devamını oku
Kapak görseli LİBERAL DÜNYA DÜZENİ, HUZUR İÇİNDE UYU

LİBERAL DÜNYA DÜZENİ, HUZUR İÇİNDE UYU

9/23/2022
Bu eserin orijinal hali Project Syndicate tarafından yayınlanmıştır.
Devamını oku
Kapak görseli Neden Tek Bir Kişi Türkiye’nin Ekonomisini Mahvedebilir?

Neden Tek Bir Kişi Türkiye’nin Ekonomisini Mahvedebilir?

9/23/2022
Erdoğan, başkanlık sistemini güçlendirerek Türk siyasetini parçaladı mı – yoksa siyaset çoktan parçalanmış mıydı?
Devamını oku